“Hahaha! Sonunda ilerlemenin yolunu buldum!” Eşsiz Mızrak Ölümsüzü aniden aydınlanarak kahkahalara boğuldu.
“Usta!” Chai Yuxin endişeyle seslendi.
“Endişelenme, öğrencim. Ustan iyi!”
Eşsiz Mızrak Ölümsüzü içtenlikle gülmeye devam etti, “Ustan ileriye giden yolu net bir şekilde gördü, Büyük Usta seviyesine nasıl ulaşacağını biliyor. Bu yüzden yüksek sesle gülmekten kendimi alamadım!”
“Gerçekten de!”
Yaşlı Kılıç da aynı şekilde güldü: “Bir dövüş sanatçısı için, aydınlanmaya giden kendi yolunu bulmak büyük bir hazine keşfetmek gibidir! Tebrikler Zuo Kardeş, Büyük Usta statüsüne ulaşabilirsin!”
“Teşekkür ederim, teşekkür ederim…” Eşsiz Mızrak Ölümsüzü tekrar tekrar eğilerek karşılık verdi, yüzü sevinçle parlıyordu.
Fakat sonra yine sıkıntılı bir hal aldı.
İleriye giden yolu bulmuş olmasına rağmen, bu yolda gerçekten nasıl yürüyeceği hâlâ bir sorundu.
Çünkü seçtiği yol mızrak yolunu mükemmelleştirmekti.
Mızrak tekniğini kusursuz hale getirmek ve cennetin ve dünyanın yolu ile uyum içinde olmak.
Ama sadece kendi kendine düşünerek bunu başarmak kim bilir kaç yılını alacaktı?
Bunu başaramadan ölebileceğinden ve sonsuza dek pişmanlık içinde yaşayacağından korkuyordu.
Ancak, elinin altında bir kestirme yol vardı.
Eşsiz Mızraklı Ölümsüz’ün bakışları istemsizce Lin Beifan’a kaydı.
Ondan öğrenerek ve diğerinin Tao’suna karşı kendi mızrak tekniği üzerinde düşünerek, doğru cevapları kopyalamak ve sonra süreci geriye doğru çıkarmak gibi olacaktı; kesinlikle, istediği tekniği daha kolay elde edebilirdi.
Ama ondan nasıl öğrenebilirdi?
Bir sebep veya ilişki olmaksızın, birinin size bilgisini gelişigüzel aktarması imkânsızdı.
Eşsiz Mızraklı Ölümsüz önce Lin Beifan’a, sonra da Yaşlı Kılıç’a baktı ve uzun bir iç geçirdi.
Bu sadece bir gurur meselesi!
Eğer Kıdemli Kılıç İhtiyarı gururunu bir kenara bırakabiliyorsa, o neden aynısını yapamasın?
“Beni aydınlattığınız ve bana mızrağın yolunu gösterdiğiniz için teşekkür ederim Majesteleri! Cüretkâr bir isteğim var ve bunu yerine getireceğinizi umuyorum!” Eşsiz Mızrak Ölümsüzü saygıyla eğildi ve konuştu.
“Önce bir dinleyelim!” Lin Beifan herhangi bir söz vermeden konuştu.
O anda, Eşsiz Mızrak Ölümsüzü bir gümbürtüyle diz çöktü ve yüksek sesle, “Majestelerine beni bir öğrenci olarak kabul etmeleri ve bana mızrağın yolunu öğretmeleri için yalvarıyorum!” dedi.
Lin Beifan şok oldu!
Yaşlı Kılıç şok oldu!
Chai Yuxin şok oldu!
Orada bulunan herkes şok oldu!
Eşsiz Mızrak Ölümsüzü, mızrak tekniğini sınırlarına kadar kullanmış en üst Innate seviyesindeki bir figür, gerçekten Lin Beifan’ın öğrencisi olmayı mı istiyordu?
Bu çok garip!
Çok tuhaf!
Dünya görüşlerini tamamen yıkıyor!
“Usta, ne yapıyorsun? Çabuk ayağa kalk!” Chai Yuxin aceleyle Eşsiz Mızraklı Ölümsüz’ün ayağa kalkmasına yardım etti.
“Öğrenci, beni durdurma. Ne yaptığımı biliyorum!”
Eşsiz Mızrak Ölümsüzü içini çekti, “Hayatım boyunca mızrağın yoluna her zaman değer verdim, mızrakçılık sanatında kendi yolumu açmayı arzuladım. Ama şimdi, doksan kıştan sonra hala ulaşılmaz görünüyor ve bu dünyayı pişmanlıklarla terk edeceğimi düşündüm. Ta ki Majesteleriyle tanışana kadar!”
Eşsiz Mızrak Ölümsüzü dikkatle Lin Beifan’a baktı, “Majesteleri umutsuzca aradığım yolun ta kendisine sahip! Onu takip ettiğim ve öğrendiğim sürece, mızrakçılığım için umut var!”
Bununla birlikte, derin ve yankılanan bir selam verdi.
“Lütfen bana bu iyiliği bahşedin, Majesteleri!”
Herkes inanılmaz derecede şaşırmıştı!
Ve hayranlıkla doldu!
Dünyada gururunu ve haysiyetini bir kenara bırakıp daha genç birini Ustası olarak kabul edebilecek çok az kişi vardır!
Yaşlı Kılıç bunu daha önce yapmıştı ve şimdi de Eşsiz Mızraklı Ölümsüz bunu yaptı!
Eşsiz Mızraklı Ölümsüz’den, aydınlanmaya ulaşmış, her şeyi bir kenara bırakmış ve kalbindeki yolun peşinde pişmanlık duymadan zorlukları aşan bir bilge görüyor gibiydiler!
Belki de başaracaktır!
Chai Yuxin’in kafası çok karışıktı, “Üstat, arayışınızı anlıyorum ama onu Üstadınız olarak kabul etmenize gerek yok! Sadece Majesteleriyle daha fazla iletişim kurabilirsiniz. Kendinizi bu şekilde küçük düşürmenize gerek yok!”
“Benim yolum samimiyetle aranmalı! Eğer kalbim doğruysa, Tao bana yolu açacaktır!” dedi Eşsiz Mızrak Ölümsüzü kararlı bir şekilde.
Lin Beifan karşısındaki yaşlı adama karmaşık bir ifadeyle baktı.
Elbette böylesine etkileyici bir öğrenciyi kabul ettiği için mutluydu. Ona rehberlik ederek ve sapmalardan kaçınmasına yardımcı olarak, Büyük Usta rütbesine ulaşması için büyük bir şans vardı.
Eğer öyle olursa, Büyük Xia üçüncü bir Büyük Usta’ya sahip olacaktı ve İmparatorluk artık ulaşılabilirdi.
Ama yine de kafası karışıktı, “Bu pek uygun görünmüyor?”
“Uygun olmayan nedir Majesteleri?” diye sordu Eşsiz Mızrak Ölümsüzü endişeyle.
“Görüyorsunuz…”
Lin Beifan Chai Yuxin’i işaret etti, “Yuxin ve ben çocukluğumuzdan beri nişanlıyız ve onun kaderinde benimle evlenmek var! Ama sen onun Efendisisin ve eğer beni Efendin olarak kabul edersen, bu hiyerarşimizi bozmaz mı?”
“Kesinlikle!” Chai Yuxin şiddetle başını salladı, çünkü bu onun en büyük endişesiydi.
Eğer Ustası gerçekten Lin Beifan’ın öğrencisi olursa, Lin Beifan iki kuşak arayla onun büyük ustası olacaktı.
O zaman onunla nasıl evlenebilirdi?
“Bu gerçekten de bir sorun!”
Eşsiz Mızrak Ölümsüzü bir süre düşündükten sonra ayağa kalktı ve ciddi bir ses tonuyla Chai Yuxin’e şöyle dedi: “Yuxin, beni dinle. Bugünden itibaren benim vesayetimden kovuldun. Artık benim öğrencim değilsin!”
Sonra bir gümbürtüyle tekrar diz çöktü, “Majesteleri, artık hiçbir sorun olmamalı!”
Lin Beifan: “F*ck!”
Chai Yuxin: “F*ck!”
“Usta, bunu nasıl yaparsınız? Öğrencinizi bu şekilde bir kenara mı atıyorsunuz?” Chai Yuxin’in kalbi kırılmıştı.
Eşsiz Mızraklı Ölümsüz ona öğretmenlik yapmış ve her zaman saygı duyduğu bir büyüğü olmuştu.
Böyle ani bir bağ kopuşuna kim nasıl dayanabilirdi ki!
Eşsiz Mızrak Ölümsüzü’nün kalbi yumuşadı ve nazikçe şöyle dedi: “Yuxin, bu sadece halk için göstermelik bir şey. Aksi takdirde, açıklaması zor! Özel olarak, ben hâlâ senin Ustanım ve sen de hâlâ benim iyi öğrencimsin!”
“Kesinlikle, kesinlikle… herkes kendi başına kalsın, fazla ciddiye almaya gerek yok! Yaşlı Zuo, lütfen ayağa kalk!”
Lin Beifan Eşsiz Mızraklı Ölümsüz’ün kalkmasına yardım etmeye çalıştı ama onu hareket ettiremediğini fark etti.
Bu yüzden ona hitap şeklini değiştirdi, “Öğrenci, lütfen ayağa kalk!”
Eşsiz Mızraklı Ölümsüz coşkulu bir minnettarlıkla haykırdı, “İsteğimi yerine getirdiğiniz için teşekkür ederim Usta!”
Bir kez daha derin bir şekilde eğildikten sonra, yüzü paha biçilmez bir hazine bulmuş gibi gülümseyerek tekrar ayağa kalktı.
Kılıç İhtiyarı gülümseyerek sordu: “Zuo Kardeş, az önce el pençe divan durup onu efendin olarak kabul ederken ne hissettin?”
Eşsiz Mızrak Ölümsüz dikkatle düşündü, “Başlangıçta çok çelişkiliydim, gururumu bırakmak istemiyordum! Ama dişlerimi sıkıp başımı öne eğdiğimde, içimi bir rahatlama duygusunun kapladığını hissettim! Sanki her şeyi bırakmıştım ve mızrağın yolundan başka her şey gelip geçici bulutlar gibi önemsiz görünüyordu!”
“Oh, ben de zamanında aynen böyle hissetmiştim!” Yaşlı Kılıç güldü.
Kılıçlı İhtiyar sözlerine şöyle devam etti: “Öğrenmek boş bir bardağa sahip olmak gibidir! Ancak içindekileri dökerseniz onu daha fazla doldurabilirsiniz. Her şeyi bıraktığınızda, yüksüz bir şekilde ilerleyebilirsiniz ve yol uzak olmayacaktır!”
“Rehberliğin için teşekkürler, Kılıç İhtiyarı!” Eşsiz Mızrak Ölümsüz, minnettarlığının onu neredeyse gözyaşlarına boğduğunu söyledi.
Kılıç Yaşlı sert bir yüz ifadesi takındı, “Bana hâlâ ‘Yaşlı’ mı diyorsun? Biraz saygı göster!”
Eşsiz Mızrak Ölümsüz şaşırdı, sonra bir selam ve gülümsemeyle, “Küçük kardeş büyük kardeşi selamlıyor!” dedi.
“İşte böyle, küçük kardeş!” Yaşlı Kılıç içtenlikle güldü.
Diğerleri de kahkahaya katıldı.
Kahkahalar dindikten sonra Ölümsüz Mızrak, Lin Beifan’dan satranç oynamayı isteme fırsatını yakaladı ve Lin Beifan da bunu memnuniyetle kabul etti.
İkili satranç oynarken, mızrak tekniklerini geliştirmeye ve pratik yapmaya devam etti.
Ölümsüz Eşsiz Mızrak hâlâ ağır bir yenilgiye uğramış olsa da, bir ya da iki kusurunu tespit edip düzeltmeyi başararak mızrak tekniğini bir kademe daha geliştirdi ve onu mızrağın efsanevi yoluna yaklaştırdı.
Eşsiz Mızrak Ölümsüz çok mutluydu. Gerçekten de doğru Usta’yı seçmişti!
Belki de Büyük Usta mertebesine ulaşması uzun sürmeyecekti!
Yorumlar